Bu hayvanın besinleri arasında leşler, ilk sırayı
alır. Bu yüzden sualtında ölü canlılara dokunmamak gerekir, keza
beslenme işlevini tamamlayan bir deniz çıyanı ölü canlıdan ayrılmış olsa
bile, setaları bu ortamda bulunabilir.
Balıkçı ağlarına yakalanan balıklar arasında da çok sık görülen deniz çıyanları, ağdan balık toplarken de zehirlenmeye neden olabilir.
Renkleri yeşilin ve kahverenginin tonlarındadır. Gövdelerinde parlak renkli enine bantlar bulunur. Ayrıca vücutlarının üzerindeki saydam kıllar tehlike anında beyaz bir renk alır. Vücutları uzun ve yassıdır. Boyları 10-12 santimetre arasında değişir. Bazen 30 santimetre kadar olanlar da görülür. Denizlerde 5 ile 30 metre arasında yayılış gösterirler. Sert ve serte yakın zemine sahip bölgelerde yaşarlar. Ayrıca deniz çayırlarının içinde de bulunabilirler. Akdeniz ve Ege denizinde bulunurlar.
Bu canlılarda dört tane göz bulunur. Üzerinde, sert ve beyaz kılları taşıyan 150’ ye yakın segment vardır. Bu kıllar zehirlidir ve çıyan tehlike anında bu kılları fırlatabilir. Zıpkın veya ok ucuna benzeyen bu kıllar gövdedeki segmentlerde kısmen düzenli olarak yerleşmiştir.bunlar sayesinde çıyan düşmanlardan korunur. Bu kıllarla temas eden insanlar derilerinde yanma ve kızarıklıklar olabilir. Canlı “fire worm” isminide burdan almıştır. Özellikle yaz dalışlarında, kısa elbiselerden dolayı vücudun açıkta kalan yerlerine bu çıyanların zehirli dikenleri batabilir. Dahil olduğu familyanın (Amphinomidae) tüm üyeleri zehirlidir.
Etçil olan bu hayvanların besinlerinin arasında ilk sırayı leşler alır. Sualtında ölen bir hayvanın leşine çok kısa bir zamanda ulaşıp sürü halinde leşi hızla tüketirler. Böylece sualtını bir bakıma leşlerden temizlemiş olurlar. Ender olarak canlı hayvanlara da saldırsalarda bu canlılar yavaş hareket ederler. Besinleri arasında anemon çiçekler ve küçük kabuklularda bulunur.
Deniz çıyanları için ölü canlının türü önemli değildir. Bu bazen bir ahtapotta olabilir. Ama ne olursa olsun, bu tüyler ürpertici manzaralara rağmen deniz çıyanlarının ekolojiye yaptığı katkı hiç bir şekilde küçümsenemez. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, çıplak gözle deniz dibinde gördüğümüz canlıların çok azı çevreleri için bu düzeyde bir yarar sağlamaktadır.
Bir balık ölüp deniz dibine inmiş. Deniz çıyanları kısa sürede işlerini bitirmişler. Geriye balıktan kemikler ve deri dokusu kalmış. Bundan sonrası tuzlu deniz suyuna ve bakterilere kalmış. İşte, yaşam madalyonunun öbür yüzü.
Balıkçı ağlarına yakalanan balıklar arasında da çok sık görülen deniz çıyanları, ağdan balık toplarken de zehirlenmeye neden olabilir.
Renkleri yeşilin ve kahverenginin tonlarındadır. Gövdelerinde parlak renkli enine bantlar bulunur. Ayrıca vücutlarının üzerindeki saydam kıllar tehlike anında beyaz bir renk alır. Vücutları uzun ve yassıdır. Boyları 10-12 santimetre arasında değişir. Bazen 30 santimetre kadar olanlar da görülür. Denizlerde 5 ile 30 metre arasında yayılış gösterirler. Sert ve serte yakın zemine sahip bölgelerde yaşarlar. Ayrıca deniz çayırlarının içinde de bulunabilirler. Akdeniz ve Ege denizinde bulunurlar.
Bu canlılarda dört tane göz bulunur. Üzerinde, sert ve beyaz kılları taşıyan 150’ ye yakın segment vardır. Bu kıllar zehirlidir ve çıyan tehlike anında bu kılları fırlatabilir. Zıpkın veya ok ucuna benzeyen bu kıllar gövdedeki segmentlerde kısmen düzenli olarak yerleşmiştir.bunlar sayesinde çıyan düşmanlardan korunur. Bu kıllarla temas eden insanlar derilerinde yanma ve kızarıklıklar olabilir. Canlı “fire worm” isminide burdan almıştır. Özellikle yaz dalışlarında, kısa elbiselerden dolayı vücudun açıkta kalan yerlerine bu çıyanların zehirli dikenleri batabilir. Dahil olduğu familyanın (Amphinomidae) tüm üyeleri zehirlidir.
Etçil olan bu hayvanların besinlerinin arasında ilk sırayı leşler alır. Sualtında ölen bir hayvanın leşine çok kısa bir zamanda ulaşıp sürü halinde leşi hızla tüketirler. Böylece sualtını bir bakıma leşlerden temizlemiş olurlar. Ender olarak canlı hayvanlara da saldırsalarda bu canlılar yavaş hareket ederler. Besinleri arasında anemon çiçekler ve küçük kabuklularda bulunur.
Deniz çıyanları için ölü canlının türü önemli değildir. Bu bazen bir ahtapotta olabilir. Ama ne olursa olsun, bu tüyler ürpertici manzaralara rağmen deniz çıyanlarının ekolojiye yaptığı katkı hiç bir şekilde küçümsenemez. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, çıplak gözle deniz dibinde gördüğümüz canlıların çok azı çevreleri için bu düzeyde bir yarar sağlamaktadır.
Bir balık ölüp deniz dibine inmiş. Deniz çıyanları kısa sürede işlerini bitirmişler. Geriye balıktan kemikler ve deri dokusu kalmış. Bundan sonrası tuzlu deniz suyuna ve bakterilere kalmış. İşte, yaşam madalyonunun öbür yüzü.
not. baktabul.com dan alıntıdır...
Özellikle amatör arkadaşların dikkatli olması
gereken bir canlı...Derin sularda draganalıklarda mercan ve fangri
avlayanlara ve parakatçılara çok denk gelir.Dikenlere temas şiddetli
acıyla karışık bir kaşıntı hissi verir.En önemlisi yeme bulaşmışsa o
yeme hiçbir balık vurmaz dikkatinizi çekerim.Tabii ki bu yaratık da
doğanın bir dengesi ama,son yıllarda daha oltaya yeni takılmış ve
ölmemiş pek çok balığa hemen yapıştığını gözlemlemiştim(1997)Bana zehir
şiddeti biraz abartılmışcasına geldiyse de şiddetli can yaktığı
doğrudur,ne kadar itina gösterseniz de özellikle paraketecilikte mutlaka
bir ya da iki tane denk gelir ve teknenizin bir taraflarında ya da
sepetinizde bir kalıntısı mutlaka kalır ve istemeden ellerinize
bulaşır...Ölen bir balıkçı görmedim ama trakonya ya da iskorpit olsaydı
keşke diyene çok rastladım.(bunlardan birtanesi de benim!)
Saygılarla...
Bu gün 6.7.2018 marmaris içmeler plajında dalış gözlüğüyle dibi incelerken kıyıda karşılaştım bu canlıya. Hemen uzaklaşıp kıyıya çıktım. Araştırınca zehirli olduğunu öğrendim.. ilk kez gördüm bunu çok fena..
YanıtlaSil